16 Ocak 2015 Cuma

Yüzüncü Yıla En Büyük Armağan



Türk sineması bu sene 100. yilini kutlarken harika filmlere sahne oldu. Bana göre hatta tam anlamiyla herkese göre bu değerli yilin en güzel hediyesi Kiş Uykusu'ydu.

Nuri Bilge Ceylan'in kariyer zirvesi yaptiğini düşündüğüm Kiş Uykusu'nu izleyebilmek için gerçekten çok bekledim ve baya heyecanlandım.

Doğruyu söylemek gerekirse 3 saat 16 dakikalik film (içinizden oha diyenler sona saklasin düşüncelerini) en baştan beni çok korkutmuştu. Ama bununla beraber Nuri Bilge Ceylan'o tam olan güvenimle 'Ya Allah Bismillah' diyerek filme başladim.

Şu anda tüm samimiyetimle söylüyorum ki isteğim herşeyi sonuna kadar aldim filmden ve gece çok geç saatte bitmeseydi ayakta alkişlayacaktim gerçek anlamda.

Nuri Bilge Ceylan bazilarina çok sikici ve durağan gelebilir çünkü ciddi manada öyle bir yapisi var. Bunu bende "Bir Zamanlar Anadolu'da" da yaşamiştim açikcasi. Ama inanin filmi süresina bakmadan izlerseniz bir anda bittiğini fark ediyorsunuz.

Gelelim bu Cannes Film Festivali Altin Palmiye ödüllü 100. Yilimiza yakişan başyapit filmimize.
Kiş Uykusu tüm Nuri Bilge Ceylan filmlerinde olduğu gibi muhteşem bir psikolojik tahlil içeriyor. Filmi izlerken karakterlerin yerine kendinizi rahatlikla koyabiliyorsunuz. Ve tüm isimler adeta filmin ana kahramani oluyor. Bu Levent Öğretmen içinde öyleydi, veya kiz kardeş Necla içinde.



Kişin soğunda tahminimce Nevşehir etrafinda geçen olayda kari-koca ilişkisinden tutunda mahalle olaylarina, yardim toplantilarina, fakirliklere ve para icinde yüzmelere kadar herşeye harika bir şekilde değinen eşsiz bir başyapit olmuş ve çikmiş karşimiza.

Lafi uzattim ama Haluk Bilginer başta olmak üzere Demet Akbağ, Melisa Sözen, Nejat İşler ve şimdi hatirlayamadiğim harika kadronun ve harikulade oyunculuklarinin karşisinde eğiliyorum.

Son olarak diyeceğimde Türk sinemasinin eşsiz yönetmenlerinden Nuri Bilge Ceylan'a kocaman bir tebrikler diyerek başarilarinin devamini ülkem adina diliyorum.

9/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder