Mesela bu yaz ben baya bir dizi bitirmeyi kafama koymuştum ki bunlarin başinda dünyanin en iyi dizilerinden biri olan Breaking Bad vardi.
Breaking Bad.
Gerçekten dünyanin en iyi dizileri bir elin parmaklarini geçmez 'en iyi' diyorum. Hadi bilemedin iki elin parmaklari olsun. Ki bu dizilerden de herkesin malumu olanlar bellidir. Bende Breaking Bad'e işte bu yüzden başladim. Arkadaş çevresindeki baski ve bendeki bu diziyi izleme tutkusu.
5 sezon 62 bölüm bir anda bitiverdi sanki hiç anlamamiş gibi, uykun geldi mi seni ekran başinda tutuyordu dizi 'dur bi bölüm daha yo!' der gibiydi Jesse Pinkman.
İnanilmaz keyifli bir diziydi benim için, hayatin aci dolu, mutluluk dolu ve pişmanlik dolu anlarini dibine vura vura yaşatti bana. Hayat dersi gibiydi adeta açgözlülüğün sonunda getirdiği hirsi ve hirsin getirdiği pişmanliği.
En yakinindaki kişiye bile güvenmeme duygusu, önüne çikan tüm engelleri öldürme ve dünyadan yok etme hissiyati. Doruk noktasina ulaşan açgözlülük ve yasadişi işler yapmayi amaç edinmiş iradesiz bedenler.
Dizi hayatin tüm enlerini sonuna kadar anlatiyor. Aciyi, kazanmayi ve kaybetmeyi, dibe vurmayi, köşeyi dönmeyi, aşki, fedakarliği, masumiyeti, inanmişliği, safliği... Ve daha birçok hissiyati.
İzlenilmesi ve ders alinmasi gereken dizilerin başinda. Şiddetle tavsiye etmek bile az kalir sanki yaninda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder