12 Eylül 2014 Cuma

Epik Suç Başyapıtı: Heat



 Yillarin eskitemediği ve şimdiki suç filmlerinin ilham kaynaği olarak görülen iki usta oyuncunun varliği ve oyunuyla harikalar yarattiği Michael Mann filmi olan Heat bir başyapit olarak kabil ediliyor ve her ne zaman izlenirse izlensin ayakta alkişlaniyor.
 Ana konusu olarak tabi usta, tecrübeli ve zeki suç örgütünün yaptiği yasa dişi olaylar (hirsizlik,dolandiricilik) ve buna karşi savaşan iyi ve deneyimli Los Angeles Polisi. Buraya kadar konu çok tanidik geliyor şimdiki filmlerden tabi ve bu yeni filmlerin ilham kaynaği hep Heat filmi. Mesela 2009 yapimi Public Enemies filmide ayni yollari izleyen bir film ama Heat kadar başarili olamiyor Bale ve Depp’in harika oyunculuklarina rağmen.
 Konu dediğim gibi herkesin alişik olduğu bir konu aslinda suç örgütü kaçiyor polis kovaliyor ve en sonunda sıkıştırıyor kazanan polis oluyor. Yüzbaşi rolünde oynayan Al Pacino filmin ana karakterlerinden ilki ve kendi özel yaşami, 3. evliliği gibi konularla ruhsal bi çözümleme yapilip polis olanlarin ki özellikle cinayet ve suç masasinda olanlarin hayatlarinin nasil zor geçtiği ve giderek zorlaştiği görülüyor. Yüzbaşi Vincent’i (Pacino) gercekten seven onunla konusmayi dertlerini dinlemeyi seven ve önceki kocasindan olan kiziyla birlikte yanina taşinan bir kadini da anlatiyor film. Polis eşi olmanin zorluklarinida ince şekilde gösteriyor. Diğer taraftaysa suç örgütünün başini oynayan Robert de Niro ve onun özel yaşamida filmde ayricalikli olarak anlatilip filmdeki tüm karakterlerin ruhsal çözümlemelerine kendimizi kaptiriyoruz, içinde buluyoruz. Konuya yine çok girmek istemiyorum ve bunu burada kesiyorum.


 Filmin en önemli sahneleri olarak gördüğüm ki bence Hollywood sinemasinda da efsane sahneler kategorisine girecek olan bölümlerden biraz bahsetmek istiyorum. Önce iki düşmanin karşilikli buluşup restaurant’da çay içmeleri ve hayatlarini konuşmalari. Robert de Niro ve Al Pacino’yu filmde ilk kez karsi karsiya getiren sahne filmin doruk noktasi belkide. Kendi hayatlarindan bahsederken bu ikilinin düşman değilde sanki 40 yillik bir dost gibi muhabbeti bizimde içimize işliyor.
 Filmin bir diğer önemli sahnesi ise bence tabi ki en son bu ikilinin karşilaşmalari hatta birbirini kovalamalari. Neill kaçiyor Vincent kocaliyor, havaalaninin içinden geçen ve filmin sonuna doğru kimin gözlerimizin önünde veda edeğini öğrenmek içinde tabiki bizde heyecanlaniyoruz ve oralari kisa geçerek kazanani da anlatmiyorum ki filmin havasi bozulmasin.
 Robert de Niro ve Al Pacino’nun bu filmde gerçekten bir kez daha efsaneleştiğini izliyoruz hep birlikte. Val Kilmer gibi ve daha diğer bir çok isimde filme inanilmaz katki veriyorlar. Yillardir hafizalardan silinmeyecek ve her zaman izleyenlerin başköşe filmlerinden olacak bu epik suç başyapiti kesinlikle ama kesinlikle izlenilmeye değer..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder